Posts Tagged ‘Rindlerin Hayatı’

9
Eyl

Rindlerin Hayatı

   Yazar: Fahri Kaplan    Kategori Edebiyat

 

    Geçen haftaki yazımda “Rindlik” mefhumuna değinmiş ve üç hafta boyunca Yahya Kemal’in rindlik konulu şiirlerinden yola çıkarak bu kavramı yeniden ele alacağımı söylemiştim. Bugün o şiirlerden ilki olan “Rindlerin Hayatı” şiiri ile rindâne bir edânın kapılarını aralayacağız. İsterseniz önce şiiri okuyalım:

 RİNDLERİN HAYATI

                 -Hâlide Edib’e , sanatta ve fikirde ulvî varlığına derin hürmetle-

Ba’zan kader, gelen bora hâlinde zorludur.

Dağlar nasıl bakarsa siyâh ufka öyle bak.

Ba’zan da cevreden nice bir âdemoğludur,

Görmek değil düşünmeğe bigâne kal! Bırak!

 .

Dindâr adam tevekkülü, rikkatle, herkese

İsâ’yı çarmıhında, uzaktan, hatırlatır.

Bir arslan esniyor gibi engin vakar ise

Rindin belâya karşı kayıdsızlığındandır.

                   Yahya Kemal Beyatlı

***

    Dünya hayatı insana zaman zaman pek çok sıkıntı verir. Karşılaştığımız belâlar çeşit çeşittir. Şair, bir rindin hayatın sıkıntıları ile karşılaştığında dik duruşunu bozmaması gerektiğini söylüyor. Ufku siyah bulutların kapladığı bir günde dağlar, kara bulutlara aldırmadan nasıl dimdik duruyor, baş eğmiyorsa rindâne tavrın da böyle dik ve umursamaz bir duruşu gerektirdiği, ilk iki mısrada vurgulanıyor.

   İlk kıtanın son iki mısraında mesele, ilk mısralara benzer bir şekilde ama bu kez farklı bir açıdan ele alınıyor. İlk iki mısrada kaderin -yahud şiirdeki anlamını daha iyi ifade etmek için hayat şartlarının diyelim- bize getirdiği sıkıntılardan bahsediliyordu. Devamındaki iki mısrada ise insanoğlundan gelen sıkıntıları ele alıyor şair. Cevr sıkıntı, eziyet demektir. İnsan bazan başka bir şahsın verdiği sıkıntıya muhatap olur. Böyle durumlarda şair, karşındakinin sıkıntı verici tavrını görmezden gelmenin de ötesinde düşünmeye bile kayıtsız kalınmasının en doğru yol, en rindce tavır olduğunu söylüyor. Öyle ya, seni üzmek için türlü yöntemlere başvuran  zavalllıları en rahatsız edecek tavır, onu muhatap almamaktır.

    İkinci kıtada dindar adam ile rindin karşılaştırılmasına şâhid oluyoruz. Dindar adam, gelen musibeti tevekkülle karşılar. Allah’tan geldiğini bilir, musibete rıza gösterir. Aslında rind de musibet karşısında isyân etmez. Ama dindar adam musibeti kabullenmişlik içinde bir duruş sergilerken, rind musibetin varlığını veya yokluğunu hiç umursamaz. Onun için olsa da birdir olmasa da. Hatta “Hangi musibet?” der gibi bir tavır içindedir. Belâ karşısındaki tavrı bir arslanın esnemesine benzer. O kadar kayıtsızdır.

    Neticede rind kendi yolunda gidendir. Hayatını kendi anlamlandırdığı yolda sürdürendir. Başkalarının bakışı, dünyanın sıkıntıları, günlük hayatın basit kaygıları onun semtine uğramaz. 

    “Rindlerin Hayatı” böyledir işte. Akşamı ise dönülmez ufuklara gönderilen bir selâmdır. O “dönülmez akşamın ufkundaki” seyahati de haftaya bırakalım.

Tags: , , , , ,

2
Eyl

Rind, Rindlik ve Yahya Kemal

   Yazar: Fahri Kaplan    Kategori Edebiyat

İşrette keder bahsini açmaz bir rind

İçmez beşerin zehri katılmış bâde

                 Yahyâ Kemal

   Modern hayatın sunduğu ihtiras düzeni bize “rind” kavramını unutturmuş görünse de her devirde rindler yaşamıştır, yaşamaya da devam edecektir. Peki “rind” nedir, kimdir, kime denir?

     Rind, kısaca ifade etmek gerekirse dünya umurunda olmayan, gönlünce yaşayan kişinin sıfatıdır. Dünyanın getirdiği sıkıntılar, günlük hayatın içindeki koşuşturmaca rindin hayat tarzını bozamaz. O kendi gönlünde kurduğu dünyada mesuddur. Pervası yoktur. Başkalarının düzenine göre değil, keyfince yaşar. Onun için günlük hayatın karmaşasında boğulmak yoktur. Bildiğince, dilediğince yaşar. Rind, plan adamı değil; aşk adamıdır. Benzetmek gerekirse rind âlim değil, şairdir. Eğitimci değil, sanatkârdır. Günlük düzenin gerektirdiği dar ve yapmacık dünyaya hapsolan değil, kendine has bir hayat biçimi oluşturan, bununla ânını ân, gününü gün edendir.

    Rindin şâir, şâir olmasa bile şâir ruhlu, sanatkâr ruhlu olduğunu söylemiştik. Şairlerin büyük bölümü kendini rind olarak görmüşler, bununla iftihar etmişlerdir. Türk şiirinde de rindlik üzerine pek çok beyit ve ifade vardır.

   Rindlik ve rindlerden bahsedince Yahya Kemal’e ayrı bir yer açmak gerekir. Yahya Kemal, doğu edebiyatlarında asırlarca işlenen rindlik kavramına modern bir bakış getirerek, şiirimizde gerçekleştirdiği eski-yeni sentezi veya neoklâsik tarzın bir örneğini daha sunmuştur. Şairimiz, rindlere dair yazdığı üç şiirle rindâne hayat felsefesinin portresini çizmiştir adeta. Bu şiirler Rindlerin Hayatı, Rindlerin Akşamı, Rindlerin Ölümü adlarını taşımaktadır. Önümüzdeki üç yazıda bu şiirleri birer birer değerlendirerek rindlik kavramına ve rindâne hayata yeniden bakmayı düşünüyorum. Haftaya “Rindlerin Hayatı” yazısıyla rindâne duyuşlarda buluşmak ümidiyle…

Tags: , , , , , , , ,