Archive for the ‘Spor’ Category

 

 

   Turkcell Süper Lig’de Sivasspor’un 1 puan gerisinde ikinci sırada yer alan Beşiktaş, bu akşam saat 20:00’de deplasmanda Kocaelispor ile karşılaşıyor. Kara Kartal bu maçı kazanırsa maç fazlasıyla liderlik koltuğuna oturacak. Üstelik haftasonu Fenerbahçe-Galatasaray derbisinde taraflardan en az birinin puan kaybedeceği düşünülürse Beşiktaş için bu maçın önemi daha da artıyor. Bu haftaki maçların ardından Sivasspor ve Beşiktaş zirvede yalnız kalabilir. Siyah-Beyazlılar 6 yıl aradan sonra şampiyonluğa çok yakın. Bakalım Beşiktaş’ın tutkulu taraftarının bu sene sonunda yüzü gülecek mi?

     İspanya ile oynayacağımız maçlar öncesi birçok kişi İspanya’nın son Avrupa Şampiyonası ve eleme gruplarındaki formuna bakarak Milli Takımımıza pek şans tanımıyordu. Tabelaya baktığımızda haklı çıktılar. Ama oynanan oyun açısından öyle mi?

     Şunu çok iyi gördük ki biz bu İspanya’yı yenebilirdik. Hem de 2 maçta da yenebilirdik. Ama olmadı. İspanya son 2 yılda hiçbir takım karşısında bu duruma düşmediği hâlde bizden 6 puanı alıp gitti.

    Orhan Veli’nin Süleyman Efendi’si durumuna düşmek ne acı! Yazık oldu Millî Takım’a! 🙁

 

   Cumartesi gecesi Madrid’de İspanya’ya 1-0 mağlup olan A Milli Takımımız, rakibini bu akşam saat 21.00’da Ali Sami Yen Stadı’nda ağırlıyor. Bosna Hersek’in Belçika’yı yenmesiyle gruptaki hesapların iyice karıştığı ortamda Milli Takım’ın mağlubiyete tahammülü bulunmuyor. Bu akşam bütün Türkiye Milli Takım’ın arkasında, İspanya’yı gözüne kestirmiş durumda. Zaten Fatih Terim de maç kadrosunu ” bizi destekleyen 80 milyon” olarak açıklarken İspanya’yı bu birlik ve bütünlük ruhu içinde yeneceğimizi ifade etmek istedi.

    Haydi Milliler! Yeni bir zaferle şâd edin bizleri.

 

  Şampiyonlar Ligi’nde 2.tur maçları sonuçlandı ve çeyrek finalistler belli oldu.

  İkinci tur kuraları çekildiğinde en dikkat çekici nokta kupadaki 3 İtalyan takımının da İngilizlerle eşleşmesi olmuştu. Avrupa’nın en büyük 3 liginden 2sinin (diğeri İspanya) takımları arasındaki karşılaşmaların sonucu merakla bekleniyordu. Sonuçta İtalyan takımları bu yılki rekabette zayıf kaldı. Manchester United İnter’i, Arsenal Roma’yı, Chelsea de Juventus’u kupa dışında bıraktı.

   İkinci turun en flaş sonucunu ise Anfield Road’da dünya futbol tarihinin gelmiş geçmiş en başarılı takımı Real Madrid’i 4-0 yenen Liverpool aldı. Liverpool Real Madrid’e bile hezimet yaşatabiliyorsa Beşiktaş karşısında aldığı tarihî sonucu garipsememek lâzım.

   İkinci tur sonunda İtalyanlar Şampiyonlar Ligi’ne veda ederken, İngilizler’in 4 takımı da -tıpkı geçen seneki gibi- çeyrek finale kalmayı başardı. (Hâlbuki ben İtalyanlar’ı desteklemiştim 🙁 )

      Çeyrek finale kalan takımlar: Bayern Münih, Arsenal, Barcelona, Chelsea, Manchester United, Porto, Liverpool, Villareal.

     Çeyrek finalistlerin ülkelere göre dağılımı ise şöyle:

     İngiltere  4

     İspanya   2

     Almanya  1

     Portekiz   1

 

    Real Madrid’in şimdiden efsane olan futbolcusu Raul Gonzalez rekora doymuyor. İspanya Millî Takımı’nın, İspanya ligi’nin ve Şampiyonlar Ligi’nin gelmiş geçmiş en golcü futbolcusu olan Raul, haftasonu bir rekora daha imza attı. Son maçta Sporting Gijon’a 2 gol atan yıldız golcü, Real Madrid formasıyla toplam 309 gole ulaşarak efsane futbolcu Di Stefano’nun 307 gollük rekorunu tarihe gömdü. Böylece Raul, taraftarların ona taktıkları Raul Madrid lâkabını ne kadar hakettiğini bir kez daha gösterdi.

    Raul’a futbolcu değil diyen Ahmet Çakar’ın kulakları bilmem çınlıyor mu? 🙂

   Chelsea sezon başında büyük umutlarla yola çıktığı Brezilyalı teknik adam Luis Felipe Scolari’nin görevine son verdi. İngiltere başta olmak üzere bütün futbol dünyasında büyük yankı uyandıran bu gelişme Türkiye’de özellikle Fenerbahçe taraftarlarını çok heyeceanlandırdı. İnternet forumlarında yazılanlar Fenerbahçe taraftarının Scolari’yi ne kadar çok istediğini gösteriyor. Birçok taraftar yaptığı yorumlarda Aziz Yıldırım’a seslenerek başkanın Aragones’i gönderip Scolari’yi Fenerbahçe’nin başına getirmesini istiyor. Fenerbahçe’deki geleceği tartışılan Aragones’in gönderilip Scolari’nin Fener’e gelmesi uzak bir ihtimal değil. Ancak böyle bir durumda kaybeden Aragones olmayacak. O tazminatını alıp yaşlılık döneminde parasını afiyetle yiyecek. Olan Türkiye’nin parasına olacak.

     Son İstanbul Büyükşehir Belediye mağlubiyetiyle taraftarın sabrının taşması, Aziz Yıldırım’ın bu sıkıntılı durumdan çıkmak için bir hamle yapacağı düşüncesini akla getiriyor. Scolari’nin Chelsea ile yolunu ayırması taraftar kadar Aziz Yıldırım’ın aklına da yeni bir plan getiriyordur. Önümüzdeki günler ne gösterecek bilemeyiz ama Scolari Fener buluşmasının uzak bir ihtimal olmadığını söyleyebiliriz.

9
Şub

Genç Batuhan 4 maçta Guiza’yı Geçti

   Yazar: Metin Topçu Tags: ,

 

   Batuhan Karadeniz… Henüz 18 yaşında. Türk futbolunun gelecek vaad eden futbolcularından Batuhan, Beşiktaş’ta yeterli şansı bulamadığı için  Eskişehirspor’a kiralık olarak. gitti. Beşiktaş’ta ligin ilk yarısında sadece 1 maçta (Ertuğrul Sağlam’ın son maçı  olan Hacettepe maçı) ilk 11’de oynayan Batuhan Karadeniz, bu maçta Beşiktaş’ın ilk golünü atmıştı. İkinci yarının ilk 3 maçında Eskişehirspor’da ilk 11 şansı bulan Batuhan bu üç maçta rakip fileleri 4 kez havalandırarak 4 maçta toplam 5 gole ulaştı. Eskişehirspor’da neredeyse maliyetsiz oynayan Batuhan böylece Fenerbahçe’nin 17 milyon euroluk golcüsü Guiza’yı geride  bıraktı. Guiza’nın sadece 4 golü var. Üstelik, her maçta ilk 11 oynuyor, Millî Takımı’mızın golcüsünü yedek kulübesine mahkum ederek. Ülkenin parasına mı acırsın, Semih’in körelmesine mi? Yazık!.. Çok yazık!..

   ***

    Gelelim Batuhan’ı kiralık veren Mustafa Denizli’ye. Ertuğrul Sağlam’ın son maçı olan Hacettepe maçını Lig Tv’de yorumlarken Batuhan’ın golünden sonra “Batuhan niye ilk 11 oynamaz bugüne kadar?” diyen sen değil miydin? Peki ey Denizli! Sen niye Batuhan’ı bırak ilk 11 oynatmayı son 5-10 dakikada bile oyuna almayı düşünmedin? Şimdi Batuhan Eskişehir için o golleri attıkça, Fatih Terim tarafından Millî Takım’a çağırıldıkça neler düşünüyorsun? Ve bugün gelinen noktada Beşiktaş Konyaspor karşısında hücumda hiçbir etkinlik gösteremezken Batuhan Eskişehirspor’u sırtlamaya devam ediyor.

    Ama Mustafa Denizli büyük hocadır, kariyerli hocadır, vardır bir bildiği. Yine de ben Ziya Paşa’nın diliyle seslenmek istiyorum kendisine: “Sen herkesi kör âlemi sersem mi sanırsın?”

   Türkiye’nin 3 güzide takımının hocalarının başarılarından bahsetmemiz gerekirken al birini vur ötekine durumunu yaşıyoruz. 3 kulübün taraftaraları da hocalarından dertli. Bu durumda ancak olumsuz bir anket yapılabilir bu hocalar arasında. Hangisi daha başarısız: Denizli, Aragones, Skibbe. Böyle olumsuz bir ankette benim oyum Mustafa Denizli’den yana. İnönü’de Beşiktaş’ın ateşli seyircisinin yakında şu tezahüratı yaptığını duyarsanız şaşırmayın: Mustafa Denizli, rezil ettin sen biziiiii.

   Uluslararası Fubol İstatistikleri Federasyonu’nun (IFHSS) 1888-2008 arasında liglerde atılan golleri esas alarak yaptığı sıralamada Hakan Şükür, 81. sırada yer aldı. İlk 100’de yer alan tek Türk futbolcu olan Hakan Şükür’ü Türkiye’den sırasıyla Tanju Çolak, Metin Oktay, Hami Mandıralı ve Aykut Kocaman takip etti.

    IFHSS’nin sıralamasındaki ilk 10 futbolcu ve Türk futbolcular şöyle:

Futbolcu               Oynadığı Ligler               Maç     Gol

1-Pele                  Brezilya-ABD                  560     541

2-Josef Bican           Avusturya-Çekoslovakya        341     518

3-Frenc Puskas          Macaristan-İspanya            533     511

4-Romario               Bre.-Hol.-İsp.-Avustralya     612     489

5-Dinamite              Brezilya-İspanya              758     470

6-Imre Schlosser        Macaristan-Avusturya          318     417

7-Gyula Zsengeller      Macaristan-İtalya-Kolombiya   394     416

8-James Edward McGory   İskoçya                       408     410

9-Zico                  Brezilya-İtalya-Japonya       596     406

10-Gerhard Müller       Almanya-ABD                   507     405

81-Hakan Şükür          Türkiye-İtalya-İngiltere      534     268

143-Tanju Çolak         Türkiye                       281     239

189-Metin Oktay         Türkiye-İtalya                 –      226

206-Hami Mandıralı      Türkiye-Almanya               499     222

307-Aykut Kocaman       Türkiye                       352     200

 

    Uefa’nın her mevki için 5 oyuncu belirleyerek toplam 55 oyuncu ve 5 teknik adamı aday göstererek yaprığı yılın takımı anketi sonuçlandı. Dünyanın her yerinden futbolseverlerin katıldığı anket sonucunda belirlenen “2008 Yılının Takımı”, şu oyunculardan oluştu.

                       Casillas

Sergio Ramos – Terry – Puyol – Lahm 

C.Ronaldo- Xavi – Fabregas – Ribery

                         Messi

                        Torres

Teknik Direktör: Alex Ferguson

   Ankette yer alan Türk furbolculardan Hamit Altıntop ve Mehmet Aurelio mevkilerinde 3. sırada yer aldılar. Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim de Ferguson ve Aragones’in ardından 3. sırada yer aldı.

30
Ara

2008’in En İyi 11’i

   Yazar: Metin Topçu Tags: , ,

  

 2008’in en iyi 11’i konusunda futbolla ilgilenen herkesin kendine göre tercihleri olacaktır şüphesiz. Bana göre 2008’in en iyi 11’i ise şöyle:

                  Casillas

   Puyol    Ferdinand    Terry

             Gerrard    Xavi

  Ribery                           Arshavin

C.Ronaldo   İbrahimovic    Messi

     Siz de bu yazıya yorum yazarak kendi 11inizi bizimle paylaşabilirsiniz.

    Fransız futbol adamı Jules Rimet’nin öncülüğünde başlatılan Dünya Kupası organizasyonunda bugüne dek 7 farklı ülke mutlu sona ulaşmıştır. 1930da başlayan Dünya Kupası organizasyonu her 4 yılda bir yapılagelmektedir. Sadece 1942 ve 1946 yıllarında 2.dünya Savaşı sebebiyle aksayan Dünya Kupası, bugüne kadar 18 kez düzenlenmiştir.

    Dünya Kupasını 5 kez kazanarak kupa tarihinin en başarılı ülkesi olan Brezilya’yı, 4 şampiyonlukla  İtalya, 3 şampiyonlukla Almanya takip etmektedir. Arjantin ve Uruguay’ın 2 kere mutlu sona ulaştığı turnuvada Fransa ve İngiltere’nin   1 şampiyonluğu bulunuyor. 

    İşte 1930’dan 2006’ya dünya şampiyonları:

1930 – Uruguay

1934 – İtalya

1938 – İtalya

1950 – Uruguay

1954 – Almanya

1958 – Brezilya

1962 – Brezilya

1966 – İngiltere

1970 – Brezilya

1974 – Almanya

1978 – Arjantin

1982 – italya

1986 – Arjantin

1990 – Almanya

1994 – Brezilya

1998 – Fransa

2002 – Brezilya

2006 – İtalya

  

 

  Amerikan Basketbol Ligi’ndeki (NBA) iki temsilcimiz Hidayet Türkoğlu ve Mehmet Okur’un takmları Orlando Magic ile Utah Jazz bu gece karşı karşıya geldi. Maçta sevinen taraf 103-94’lük galibiyetle Hidayet’in takımı Orlando Magic oldu.

    Karşılaşmada Hidayet Türkoğlu 22 sayı ile oynarken, Mehmet Okur 12 sayıda kaldı. Orlando’nun en fazla sayı atan ismi Rashad Lewis oldu. 27 sayı kaydeden Lewis’i Hidayet 22 sayı ile takip etti. Utah Jazz’da ise Deron Williams ve Andrei Krilenko 17’şer sayı kaydetti.

   Hidayet’in takımı Orlando böylece bu sezon alıştığımız deplasman zaferlerine bir yenisini daha ekledi.

22
Kas

Alex Çelişkisi

   Yazar: Metin Topçu Tags: , ,

 

  Fenerbahçe bugün Ankaragücü karşısında gol bulamadı ve karşılaşma 0-0 sona erdi. Aslında bu ifade Ankaragücü’ne haksızlık oldu. Golü bulamayan taraf Fener değil, Ankaragücü’ydü çünkü.

    Kafama takılan bir mesele var Fenerbahçe ve Alex ile ilgili. Fenerbahçe’nin en iyi oyuncusu kim? Herhalde hemen hepimizin bu soruya vereceği cevap belli: Alex. Alex’in oynadığı dönemlerde Fenerbahçe Alex’in neredeyse tek başına gayretleriyle bir kaç maç kazandı ve takımın genelindeki uyumsuzluktan 16 puan kaybetti. Herkesin düşüncesi Alex de olmasa bu takımın tamamen mahvolacağıydı. Ama aksi oldu. İlk maç Alexli kadroyla Arsenal’den 5 yiyen Kanarya, Arsenal’le Londra’da berabere  kaldı Alexsiz kadrosuyla. Alex’in olmadığı diğer 2 maçta ezelî rakibi Galatasaray’ı 4-1, lig ikincisi Ankaraspor’u 2-0 yendi. Alex sakatlıktan kurtulunca ise ilk maçta ligin 15.si Ankaragücü’nü yenemedi. Ancak bütün bu kayıplarda Alex yine Fener’in en iyi futbolcusuydu.

      Biri bana bu çelişkiyi açıklayabilecek mi?

   Premier Lig’de bu hafta Middlesbrough, Aston Villa’yı deplasmanda 2-1 yenerken Borugh’nun iki golünde de Tuncay şanlı’nın imzası vardı. 33. ve 88. dakikalarda sahneye çıkan millî futbolcumuz attığı gollerle Premier Lig’de haftaya damgasını vurdu.

    Premier Lig’in resmî web sitesinde bu haftanın en etkileyici oyuncusunun oylandığı ankette haftayı 2 golle kapayan üç futbolcudan birini seçmemiz isteniyor. Adaylar: Tuncay Şanlı, Nicolas Anelka, Darren Bent. Ben oyumu Tuncay için kullandığımda Tuncay %16 ile 3. sırada idi. Haydi Türkiye! Oylarımızla temsilcimiz Tuncay’ı zirveye çıkaralım. 

Adres: http://www.premierleague.com/ (anket anasayfanın sağ alt köşesinde)

.

1
Kas

Kırmızı Şimşekler Kanarya Avında

   Yazar: osmangenc Tags:

 http://kaya172.blogcu.com/eskisehir-spor-aslinda-fenerliyim_6776921.htmlhttp://www.resimarsiv.com/img2256.htmhttp://kanaryamturan.blogcu.com/fenerbahce_5008761.html

Bugün saat 19:00’da Eskişehir Atatürk Stadı’nda oynanacak olan maçta Kırmızı Şimşekler ile Sarı kanaryalar puan mücadelesi verecekler.8 haftası geride kalan Türkcell Süper Liginde her iki takımın da 12 şer puanı bulunuyor.Her iki takım da  lig tarihinde 12 yıl sonra karşı karşıya gelecek.Es Es’in ligden düştüğü sezon her iki maçı da Fenerbahçe kazanmıştı.Kadıköydeki maç 6-0 gibi bir farkla sonuçlanmıştı.Es Es geçen hafta kendi evinde Aslanı avlamıştı bu sefeer rakip kanarya.İnşallah kanaryayı da avlarlar.Lige yeni bir heyecan getirdikleri kesin.Rıza Hoca’nın takıma büyük katkıları var.Es Es’in önünde süper lige çıkan Kocaeli ve Antalya gibi takımlar ligin dibine demir atmışlarken Es Es şu an Fenerbahçe ile aynı puanda bulunuyor.Eskişehirde oynanan maçlara baktığımızda ise 10-5 evsahibi takımın üstünlüğü bulunuyor.Es Es bu hafta maça yine oldukça moralli çıkıyor.Geçen hafta Cimbomu 4 lemişti.Fenerbahçe ise Bursa galibiyetiyle biraz olsun rahatlamış durumda ama her geçen gün Dede Arogones’in koltuğu sallanıyor.Es Es’in en büyük kozu yine hiç şüphesiz Youla olacak.Kanarya’nın en büyük kozları ise Alex ve Cankurtaran Semih…..Hakem Kuddusi MÜFTÜOĞLU.Haydi ES ES’im başarılar sana.Yolun açık,gollerin bol,puanların çok olsun.

26
Eki

Yeşil Bursa! Ne Çabuk Sarardın Soldun

   Yazar: Metin Topçu Tags: , ,

   

    Bu sene bir turuncu forma modası başladı ki sormayın. Turuncu çok güzel bir renk ama sonradan eklenen takımlarda çok yapmacık duruyor.

    Önce Galatasaray’da gördük turuncu formayı. Turuncu formanın üstüne forma numarası ve ismi kırmızı ile yazmak da dahice bir buluş doğrusu. Böylece hakemler futbolcuya kart göstereceği zaman futbolcunun kamufle olmuş forma numarasını görmekte çok zorlanacaklar(!) Taraftar mı? Onlar görmese de olur.

      Bursa yemyeşil bir şehir. Bursa’da maçı maraton tribününden izlerseniz yemyeşil Bursaspor tribünlerinin karşıdaki yemyeşil dağlarla müthiş bir kompozisyon oluşturduğunu görürsünüz. İşte bu, “Yeşil Bursa”nın fotoğrafıdır. Bursa’nın ruhunu ne güzel yansıtır bu kare.

         Ama dün Kadıköy’de, Fenerbahçe karşısında Bursaspor’un formasını görünce sadece oyun olarak değil, görüntü olarak da ne kadar sararıp solduğunu gördüm. Niye Werder Bremen’e özenip imajını bozdun. Sana kimler n’etti Bursa’m! Neden sarardın soldun böyle!

   

   Şampiyonlar Ligi’ndeki temsilcimiz Fenerbahçe’nin bu akşam karşılaşacağı Arsenal genç ve dinamik oyuncularının ortaya koyduğu seyir zevki ve oyun kalitesi yüksek futboluyla dikkat çekiyor.

   Taktik dehasının yanında sivri çıkışlarıyla da sık sık gündeme gelen Chelsea’nin eski, İnter’in yeni teknik direktörü Jose Mourinho, sezon başında yaptığı bir açıklamada: “Arsenal’i izledim. İyi bir takımları var ancak tecrübeli oyunculardan oluşan grup bir hayli az. Diğer grup ise çocuklarla dolu. Yetenekleri elbette var ancak Arsenal kadrosu şampiyonluk kazanmak için gerekli olan derinliğe sahip değil.” ifadelerini kullanmıştı. Mourinho’nun Arsenal’in genç kadrosu için kullandığı “çocuklarla dolu” ifadesi oldukça ses getirmişti.

     Arsenal’de tecrübeli futbolcu sayısı az olsa da Arsene Wenger gibi tecrübeli ve pozitif bir futbol oynatan bir teknik adam, elindeki bu genç kadrodan maksimum faydayı almasını biliyor ve ortaya seyir zevki yüksek bir takım çıkartıyor. Üstelik genç dediğimiz oyuncuların bir çoğu da bir çok tecrübeli isme bedel futbolcular. Fabregas, Nasry, Adebayor, Walcott gibi genç yıldızları hangi teknik direktör takımında görmek istemez ki.

    Bu akşam Fenerbahçe formda ve dinamik bir Arsenal ile karşılaşacak. Eğer Fenerbahçe bu Arsenal’i yenmeyi başarırsa üzerindeki kara bulutları dağıtma yolunda büyük mesafe kat eder. Aksi bir sonuçta ise Aragones Dede’nin tazminat parasını cebine koyup İspanya’ya dönüşü tahmin edilenden de yakın olacak.

15
Eki

Terim Forvet Hattını Değiştiriyor

   Yazar: Metin Topçu Tags: , ,

  

  

 A Milli Futbol Takımımız bu akşam saat 21:30’da Estonya ile karşılaşacak. Maç Estonya’nın başkenti Tallin’deki A Le Coq Arena’da oynanacak ve TRT 1’den naklen yayınlanacak.

    Bosna Hersek karşısında forvette Mevlüt ve Beşiktaş’ın 17 yaşındaki genç golcüsü Batuhan’ı oynatan Terim bu maçta forvette değişiklik yapmayı düşünüyor. Zaten Batuhan Karadeniz Bosna maçında omzu çıktığı için forma giuemeyecek. Terim’in bu maçta forvet hattında iki gurbetçi futbolcuya, Halil Altıntop ve Nuri Şahin’e görev vermesi bekleniyor. Terim’in diğer mevkilerde değişiklik yapması beklenmiyor. Milli Takım’ın Estonya maçındaki muhtemel 11’i şöyle:

Volkan Demirel, Sabri, İbrahim Kaş, Servet, Hakan Balta, Kazım Kazım, Ayhan, Mehmet Aurelio, Arda, Nuri Şahin, Halil Altıntop

  Ama çok defa şahit olduğumuz gibi Terim sürpriz yapmayı sever. Son dakikada kadroda değişiklikler olursa da şaşırmamak lâzım.

   Aslında kadrodan ziyade bu maçı kayıpsız geçmek önemli bugün. Mart-Nisan 2009’da İspanya ile liderlik maçları yapabilmek için bu akşam 3 puan şart. Haydi Milliler! Size inanıyoruz.

   

  Metalist Kharkiv karşısında Türk futbolseverleri şoka uğratan Beşiktaş’ta mağlubiyetin faturası her takımda olduğu gibi teknik direktöre kesildi. Hatta Sağlam’ın istifasını isteyenler bile var. Şüphesiz Ertuğrul Sağlam’ın maçta bir takım hatalarının olduğu ve takımı yeterince maça hazırlayamdığı yönündeki eleştirilerde haklılık payı var. Ancak kaliteli Türk teknik direktörün nadir yetiştiği, yetişenlere de yeterli şansın verilmediği bir ortamda Türk futbolunun en çok istikbal vaad eden teknik direktörlerinden biri bu kadar kolay harcanmamalı. 

   Lige gayet iyi başlayan ve oynattığı futbolla göz dolduran bir teknik adam, bir şok skor üzerine (yazık ki telafisi yok) bu kadar kolay kaybedilirse asıl kaybedenin Türk futbolu olacağını öngörmek yanlış olmasa gerek.

  

   Meselenin diğer yönü de geldiğinden beri hiçbir hocayla başarı yakalayamayan Yıldırım Demirören yönetimi Ertuğrul Sağlam ile yollarını ayıracaksa öncelikle kendisini ve Sinan’ı görevden almalıdır. Çünkü Beşiktaş taraftarının artık “Biz iyiyiz, bütün suç hocada.” palavrasını dinleyecek sabrı kalmadı. Tribünlerden yükselen sesler kime “sağlam” destek verilmesi gerektiğini ve kötü sonuçların asıl sorumlusunun kimler olduğunu gayet iyi gösteriyor.

    Pazar günü saat 18:oo’da Bursa Atatürk Stadı’nda oynanacak maçın biletleri bugün satışa sunuldu. Bursasporlu taraftarların yoğun ilgi gösterdiği maç biletleri kısa sürede tükendi.

        İlk 5 haftada topladığı 12 puanla ligde 2. sırada yer alan Bursaspor, Galatasaray maçından da 3 puan hedefliyor. Her maçta tribünleri tıklım tıklım dolduran Bursa taraftarının Galatasaray maçında takımlarının 12. adamı olacağı şüphesiz. Bursaspor taraftarı zirve mücadelesinden kopmak istemeyen takımına desteğinin güçlü olacağını maç biletlerine olan ilgisiyle şimdiden gösterdi. Galatasaray’ın Bursa’dan çıkışı kolay olmayacak. Bellinzona karşısındaki vasat oyun tekrarlanırsa Bursa moralli takımı ve ateşli taraftarıyla Galatasaray’ın başını ağrıtabilir.

   Beşiktaş’ın 2008-2009 sezonunda giyeceği formalar akşam Çırağan Sarayı’nda düzenlenen defileyle tanıtıldı. Beşiktaş’ın klasik beyaz ve dik çizgili formasının yanısıra yan çizgili formaları dikkat çekti ve ilgi topladı. Ben özellikle gri-siyah yan çizgili formaları beğendim. İşte Beşiktaş’ın yeni formaları:

BJK 2008 BEYAZ MAÇ FORMASI KISA KOLBJK 2008 ÇUBUKLU MAÇ FORMASI KISA KOLBJK 2008 SİYAH-GRİ ENİNE ÇUBUKLU MAÇ FORMASIBJK 2008 SİYAH-BEYAZ ENİNE ÇUBUKLU MAÇ FORMASI KISA KOL

 

Beşiktaş taraftarının sabırsızlıkla beklediği 2008-2009 sezonu formaları 8 Ağustos Cuma günü saat 20:00’da Çırağan Sarayı’nda yapılacak defileyle tanıtılacak.

    Fenerbahçe ve Galatasaray yaklaşık 2 hafta önce yeni sezon formalarını tanıtmışlardı. Beşiktaş da cuma günü yeni formalarını taraftarına sunacak. Formalar tanıtıldıktan hemen sonra www.kartalyuvasi.com.tr adresinden satışa sunulacak.

    Şahsî fikrimi söylemek gerekirse Beşiktaş’ın geçen yılki formalarını pek beğenmemiştim. Daha çok çubuklu forayla maça çıkan Kara Kartal, bu formanın arkasını siyah, forma numarasını da gümüş renginde yaparak zannımca yanlış bir tertcih kullanmıştı. Beyaz formada da kırmızı kullanılmakla bence hata edildi. Kırmızı renk kullanılacaksa kırmızı ağırlıklı ayrı bir deplasman forması yapılabilir.

  100. yıldaki muhteşem Beşiktaş formalarını özlemeye başladık. Umarım bu yıl siyah ve beyazın asaletini en güzel şekilde gösterecek formaları sunar bize Beşiktaş. O büyük taraftara büyük formalar yakışır! 

turkiye-milli-takim.jpg 

  Bu gece burası coşuyor. Sadece burası mı? Türkiye coşuyor. Millî takımımızı destekleyenlerin olduğu her yer coşuyor. Çeyrek finalde Hırvatistan’ı eledik. Yalnız elemek mi? Öyle maçlar oynuyoruz ki anlatılacak gibi değil. Yaşamak, tadmak gerek. Oyuncularımızın inancının, alın terinin, insanımızın dualarının mükâfâtı olsa gerek, herkes bu iş buraya kadar derken Mevlâ’nın inayet eli imdâda yetişiyor ve diriliyoruz birden. Yıkıyoruz rakipleri, kahrediyoruz. Normal maçlar oynamıyoruz. Sıradışılığın zirvelerini yaşıyoruz. Akıl ve mantık izâhtan uzak kalıyor bu yaşadıklarımızı. Biz, Türkiye. Görülmemiş bir şekilde gidiyoruz finale.

         Yâ Rab! Ne olur bize kupayı da nasib eyle.

13
Haz

Haydi Millîler Coşturun Bizi

   Yazar: Metin Topçu Tags: ,

 

   Portekiz karşısında ortaya koyduğumuz (koyamadığımız) futbol ve mağlubiyet bizi üzse de son dakika golüyle gelen İsviçre galibiyeti bize büyük ümit verdi. Futbolcuların ve teknik heyetin üzerinden de büyük bir baskıyı kaldırdı. Çek Cumhuriyeti’ne karşı bu güven ve rahatlıkla çıkacak olan Millî Takım’ımız inanıyorum ki bize çeyrek finale çıkmanın mutluluğunu yaşatacaktır.

     Türkiye- Çek Cumhuriyeti maçı berabere bitmesi durumunda direk penaltılara gidecek ve Avrupa Şampiyonası tarihinde bir ilkin içinde yer alacağız. Gönlümüz normal sürede kazanmaktan yana. Ama artık önemli olan çeyrek finale kalmak. Ama normal sürede, ama penaltılarda. Pazar günü bir grup maçından çok eleme maçı izleyeceğiz. Çek Cumhuriyeti güçlü bir takım. Ama biz de onlar kadar güçlüyüz. Başaracak gücümüz var.

Haydi Türkiye!

26
Nis

Turkcell Süper Lig Finali

   Yazar: Metin Topçu Tags: , ,

gs_fb4.jpg  

    Final maçları eleme usûlüyle oynanan turnuvalarda olsa da pazar günü oynanacak Galatasaray-Fenerbahçe maçının Trukcell Süper Lig’in finali niteliğini taşıdığını söyleyebiliriz. Derbilerde kazanacak takımı tahmin edebilmek çok zordur. Biraz futbolla ilgilenmiş herkesin de bildiği gibi böyle maçlarda her sonuç normaldir.

     Zico’nun standart bir taktik anlayışı var. Stamford Bridge’deki Chelsea maçında da, Kadıköy’deki Kasımpaşa maçında da aynı oyun şablonunu ve oyuncuları görmek bizi artık şaşırtmıyor. Yani aslında Fener’in hangi düzende oynayacağı belli. Bence bu maçta asıl belirleyici olan Galatasaray’ın nasıl oynayacağı olacak. Son Belediye maçına bakarsak Galatasaray’ın tek forvetle, saldırmaktan ziyade kontrollü bir anlayışla sahaya çıkacağını öngörüyor herkes. Bence Cevat Hoca bu anlayışla sürmemeli takımı sahaya.

    Galatasaray, Türkiye Kupası maçında olduğu gibi özellikle maç başında baskılı bir oyunu tercih etmez de kontrollü oynayayım derse Beşiktaş’ın İnönü’deki Fener maçında düştüğü hataya düşmüş olur. Çünkü Fenerbahçe kontrollü oyunu seven bir takım. Baskılı oyayan takımlara karşı ise zorlanabiliyor. Nitekim Kadıköy’de Chelsea 1-0’a yatmak istedi ve kalesinde 2 gol gördü. Ama S.Bridge’de Chelsea’nin, İspanya da Sevilla’nın özellikle ilk yarıdaki baskılı futbolu Fenerbahçe’yi zor durumda bırakmıştı. Bu baskılı oyuna Türkiye Kupası’ndaki Fenerbahçe maçında Galatasaray’ın ilk yarı performansını da örnek verebiliriz.

     Galatasaray’ın maç öncesi artılarına gelince:

  – Ali Sami Yen’deki ateşli taraftar şüphesiz en önemli desteği olacak Sarı- Kırmızılıların

 –  Lincoln’ün yükselen formu da Galatasaray içimn önemli bir koz. Lincoln’ün performansı maçın sonucunu belirleyebilir.

–  Kalli’nin istifasından sonra teknik direktörün arkaplana itilmesi sorumluluğu futbolculara yüklüyor. Bu sorumluluk duygusu futbolcuların daha özverili oynamasını sağlayabilir.

     Fenerbahçe’nin artılarına gelince:

  –  Son 10 yılda Galatasaray maçlarında bariz bir üstünlüğü var. Bu oyunculara güven duygusu getirecektir.

– Zico Türkiye’de çalıştığı 2 yıllık süre içinde hemen hemen tüm derbileri kazandı. Brezilyalı hoca böyle maçları seviyor.

– Fenerbahçe’nin yıldız oyuncuları Anadolu takımlarıyla oynarken konsantrasyon bozukluğu yaşasalar da büyük maçlara çok iyi hazırlanıyorlar ve genelde başarılı sonuçlar alıyorlar. Bunu bu sezon derbilerde ve Şampiyonlar Ligi’nde gördük.

– Fenerbahçe’de Galatasaray’a oranla maçın gidişatını değiştirebilecek oyuncu sayısı daha fazla.

  Elbette bu artıları sahaya daha iyi yansıtan takım maçı kazanacaktır.

   Benim tahminime gelince: Tabii ki her sonuç normal, ancak bana göre Fenerbahçe bir adım önde görünüyor. Umarım adına yakışır bir derbi olur ve sonuçta Türk futbolu kazanır.

5
Mar

Helâl Olsun Fenerbahçe

   Yazar: Metin Topçu Tags: , ,

   

  Fenerbahçe dün geceki Sevilla zaferiyle Türk futboluna büyük bir zafer yaşattı. Son iki yılın UEFA Kupası şampiyonunu deplasmanda 2-0 geriye düştüğü maçta elemek gerçekten takdir edilmesi gereken bir başarı.

    Sadece ben değil, Rıdvan Dilmen gibi Fenerbahçe kökenli bir yazar bile Fenerbahçe’nin Sevilla’ya eleneceğini düşünüyordu. Ancak sarı-lacivertli temsilcimiz hepimizi yanılttı. Keşke her yanılma bu kadar güzel olsa.  Bize bu sevinci yaşatan tüm Fenerbahçe camiasını başkanı, yöneticisi, teknik ekibi ve tabii ki futbolcularıyla kutluyorum, hepsine teşekkür ediyorum.

   Maçın en ilginç noktası ise maçın başında yediği iki hatalı golle hepimizi kahreden Volkan’ın üç penaltı atışını kurtararak geceye damgasını vurması oldu. Tüm futbolcuların bu zaferde büyük payı var ancak Deivid ve Volkan’a da özellikle teşekkür ediyoruz.

   Maç analizinden çok zafer duygularını içeren bu yazımı noktalarken Fenerbahçe’nin çeyrek finaldeki şansının değerlendirmesini kura çekimi sonrasına bırakacağımızı belirtmek istiyorum.

    Tekrar teşekkürler Fenerbahçe! Helâl olsun sana!

                                                        Metin Topçu

27
Şub

Cimbom Hayatî Dönemeçte

   Yazar: Metin Topçu Tags: ,

   

 Yabancı oyunculardan bir süre mahrum oynayan Galatasaray, 11 yerli oyuncusuyla çok iyi bir seri yakalamıştı. Tâ ki Leverkusen maçına kadar. Galatasaray’ın ilk maçtaki güzel futbolundan sonra böyle farklı bir mağlubiyeti kimse beklemiyordu.  Ardından ligin dibine demir atmış Kasımpaşa’ya Ali Sami Yen’de mağlup olmak ikinci bir şoktu Sarı-Kırmızılılar için. Yoksa Kalli’nin sene başından beri yaptığı garip uygulamaların bedeli yavaş yavaş ödeniyor mu?

     Feldkamp maalesef Galatasaray’a bir Avrupa takımı vizyonu kazandıramadı. Leverkusen maçının ilk  25 dakikasındaki gollerin bir iş kazası olduğunu düşünenlere Sion maçını hatırlatmak yeter sanırım. Sion’a karşı da film aynen başlamıştı. Şükür ki o zaman rakip güçsüzdü ve Galatasaray daha sonra bulduğu gollerle farkı indirmiş , İstanbul’da da işi bitirmişti. Gruptan nasıl çıktığı ise herkesin mâlumu. Üstelik gayet basit bir gruptan. Zira o gruptan çıkan diğer iki takım Bordeaux ve Helsingborg da tıpkı Galatasaray gibi sonraki turda elendiler. “Avrupa Fatihi” Galatasaray’ın Gerets ve Kalli dönemlerinde Avrupa’da yaşadığı hüsran karşısında hayıflanmamak elde mi?

     Feldkamp’ın Galatasaray’ının ligde şu ana dek iyi bir performans sergilediğini söyleyebiliriz. Ancak son iki şoktan sonra bundan sonrası için emin konuşabilmek kolay değil. İşte tam bu arada Galatsaray’ın 4 gün arayla ezelî rakipleri Fenerbahçe ve Beşiktaşla iki kritik maçı var. Bu iki maç ve sonrasındaki Kayserispor maçı için Galatasaray’ın tamam mı devam mı mücadelesi desek abartmış olmayız sanırım. Bu maçların kazanılması durumunda Galatasaray çok büyük bir avantaj elde edecek. Üçü birden kaybedilirse de 10 gün sonra Kalli’nin gittiğini bile görebiliriz. Ancak bana içimden bir ses Galatasaray’ın bu süreçte olumlu ve olumsuz sonuçları birarada yaşayacağını ve tamam mı devam mı mücadelesinin lig souna dek süreceğini söylüyor. Bakalım zaman ne gösterecek.

                                                              Metin Topçu

                                             

  

19
Şub

Dünya Platforumunda Türkiye Stadyumları

   Yazar: faruk

 

Malum, son yıllarda Şükrü Saraçoğlu Stadyumu ve Atatürk Olimpiyat Stadyumu ile epey güzel stadyumlarımız olduğunu zannediyoruz.

   Fakat durum hiç de öyle değil. Dünyanın en güzel stadyumlarıyla Atatürk Olimpiyat Stadyumu’nu kıyasladığımızda Stadyumumuzun epey kötü olduğunu görebiliriz. ulaşımı bir taraf bırakalım. üstünün açık olması stadyumu kötü kılan nedenlerden bir tanesi

  Gelelim Şükrü Saraçoğlu’na. Epey güzel bir stadyum ama dünya klasmanında dudak uçuklatan bir durumu da yok. Amasterdam Arena, Schalke Arena, Allianz Arena ve İngilrtere’deki stadyumlar yanında çok da mükemmel değil. Ama kötünün en iyisi. Diğer stadyumlarımızı anlatmaya  zaten gerek yok. 

   Ligimizde seyirci azlığının en büyük nedeni stadyumların kötü olmasıdır. Başka bir neden aramaya gerek yok sanırım.

liverpool1.jpg

ALMANYA: Bayern Münih. Bu takım bu haliyle Alman Ligi için fazla. B.Münih,  güçlü kadrosu ve yakaladığı havayla şampiyonluğu rahat kazanır.

FRANSA: Lyon. Son altı yılın şampiyonunun 7. şampiyonluğunu da zorlanmadan kazanacağı düşüncesindeyim.

HOLLANDA: Zaten şimdiden arayı açmış PSV şampiyon olacaktır.

İNGİLTERE: Arsenal. En iyi kadro ve göze en hoş gelen futbol Manchester’da. Ancak Arsene Wenger genç oyunculardan çok iyi bir takım oluşturdu. Arsenal’in Şampiyonlar Ligi’nde bu kadroyla işi zor olsa da ligde Manchester United’ı geçip şampiyon olacağını düşünüyorum.

İSKOÇYA: Her yıl olduğu gibi Celtic ve Glasgow Rangers çekişiyor.  Celtic 4 puan geride. Ancak ben tecrübeli kadrosundan dolayı mutlu sona onları daha yakın görüyorum.

İSPANYA: Real Madrid. Barcelona’nın kadrosu çok güçlü, sayrine doyum olmaz oyuncuları var. Ancak burada da daha “takım” olabilmiş Real Madrid ipi göğüsleyecektir. Schuster gerçekten -hiç beklemediğim şekilde- çok başarılı.

İTALYA: Zaten İnter almış başını gidiyor. Fazla yoruma gerek yok sanırım. İkinci olurlarsa büyük sürpriz olur.

TÜRKİYE: Ne mutlu ki Avrupa’nın en çekişmeli ligi bizde. Sivasspor’a pek şans vermiyorum. Diğer 3 takım da sene sonuna dek büyük çekişme yaşayacak. Beşiktaş, rakipleriyle İnönü’de karşılaşacak. Fenerbahçe ve Galatasaray’ın Avrupa maçlarıyla yıpranabileceğini de düşünürsek -çünkü kadroları üç kulvarı kaldırmada zorlanabilir- ben puan dezavantajına rağmen Beşiktaş’ı bir adım önde görüyorum. Ancak tekrar söylüyorum: Ligimizde bu yıl müthiş rekabet var. Hiçbir sonuç sürpriz olmaz.

ŞAMPİYONLAR LİGİ: Liverpool. İngiltere’de kötü olsalar da Şampiyonlar Ligi’nde başka oynuyorlar. Anfield Road’dan rakiplerinin kolay çıkabileceğini zannetmiyorum. Belki bir İngiliz takımı çıkarsa sorun oluşturabilir Liverpool’a. Ama benim favorim Liverpool. Sürpriz adayımsa Sevilla. Daha önce de belirttiğim gibi Fenerbahçe’nin ikinci turda Sevilla’ya eleneceğini düşünüyorum maalesef.

UEFA KUPASI: Bayern Münih. Çok iyi bir kadro, iyi bir takım oyunu ve keyif verici bir futbol. Bu sene Şampiyonlar Ligi’nde onları izleyememek büyük şanssızlık futbolseverler için. UEFA Kupası’nda favorim Bayern Münih. Galatasaray’ın Leverkusen karşısında şansı %50. Temsilcimizin bu turu geçerse bir sürpriz yapabileceği düşüncesindeyim. Kolay değil ama, umarım 2000’deki başarılarını tekrar ederler.

EURO 2008: Turnuvaya daha 4 ay var. Ligler bitince turnuvaya dair fikirlerimi bu sitede açıklayacağım zaten. Bir tahminde bulunmak için henüz erken. Ben de sabırsızlıkla bekliyorum 7 Haziran’ı.

METİN TOPÇU