Melâl (şiir)
melâl
gerçek olan sende kalsın
tek hayâlini ver bana
neş’eyi alanlar alsın
tek melâlini ver bana
ben âşinâsı belânın
bir mübtelâsı cefânın
içime dolan safânın
binbir hâlini ver bana
fahri kaplan
GÜL ÂŞIKLARI
Vurulunca o en güzel Gül’e
Yandıkça yandık ve döndük küle
İlhâmı bizden alsın şâirler
Pes yazmasınlar şiir bülbüle
Fahri Kaplan
melâl
gerçek olan sende kalsın
tek hayâlini ver bana
neş’eyi alanlar alsın
tek melâlini ver bana
ben âşinâsı belânın
bir mübtelâsı cefânın
içime dolan safânın
binbir hâlini ver bana
fahri kaplan
dîvân-ı cem
mürşidisin elbet rindânın ey cem
mahşere dek sürsün dîvânın ey cem
bezminde bulunan anlayamaz hiç
nasıl geçtiğini zamânın ey cem
şarâb deyip aşkı murâd etmemize
fehmi nice ersin nadânın ey cem
yoktur başka meye ihtiyâcımız
biz aşkıyla hoşuz cânânın ey cem
içtikçe mest olsun uşşâk u rindân
mahşere dek sürsün dîvânın ey cem
fahri kaplan
Şiirin yer aldığı kitap: Câm-ı Aşk
https://www.kitapyurdu.com/kitap/cami-ask/522693.html
21 haziran gecesi
muvakkit buna en kısa gece der
ona inanır ancak nâdan olanlar
ya kimler bilir gecenin müddetini
kalbi elemli gözü giryân olanlar*
fahri kaplan
*: Şeb-i Yeldayı müneccimle, muvakkit ne bilir
Mübtela-yı gama sor kim geceler kaç saat
(Sâbit)
BURSA İLE BAŞ BAŞA
Geceleyin saat onikiyi vursa
Artık burda zaman işlemese dursa
Seninle baş başa kalıversem Bursa
Görülür ecdâdın şânı her yerinde
Manevî hava var tüm câmilerinde
Sen, itminân veren şehirsin bir rinde
Ulu mâbedlerde kubbeler görülür
Gezdikçe Bursa’yı türbeler görülür
Nurlu sînelerde cezbeler görülür
Gün gelir gidersek edip de vedâ
Seni yâd ettikçe ey şehr-i Uludağ
Kanayıverir âh gönlümüzdeki dağ
Fahri Kaplan
MEST ÂŞIK
Ezelî şarâbı tadar da gönül
Körkütük mest olur onu içtikçe
Sînesinde açar taptaze bir gül
Vecd içinde coşar tenden geçtikçe
Böyle kanatlanıp uçuveren ruh
Kulağında duyar bir gizli şarkı
Yükselir nefisten geçiveren ruh
Âşıkın ağyârdan işte bu farkı
Öyle bir noktaya varır ki aşık
Neşe nedir bilmez dertten zevk alır
Sînesi hep kor, gönlünde ışık
Aklı zulmetse de aşktan şevk alır
Fahri Kaplan
meclis-i rindân
zâhide zindândır bu meclis
ka’be-i rindândır bu meclis
câhillerin dergâhı sanma
mekteb-i irfândır bu meclis
bülbül öter sahnında dâim
çünkü gülistândır bu meclis
aşka inanmazlar da gelsin
kalbsize bürhândır bu meclis
bahtsız olan sevmezse derd mi
bizlere cânândır bu meclis
bunda nasıl olmaz ki fahrî
ka’be-i rindândır bu meclis
fahri kaplan
Şiirin yer aldığı kitap: Câm-ı Aşk
https://www.kitapyurdu.com/kitap/cami-ask/522693.html
ÖZLENEN ŞİİR
Ben bir şiir isterim dostlar
Kendinde toplasın güzellikleri
Ne varsa dilinde has şâirlerin
Cem etsin onları mısralarında
Âhengini alsın Yahyâ Kemâl’den
Necip Fâzıl versin derinliğini
Duyulsun Bâkî’nin muhteşem sesi
Ve de hissedilsin Yûnus nefesi
Şarkıları kadar zarîf Nedîm’in
Bağdatlı Fuzûlî kadar da gamlı
Nef’i kasidesince ihtişâmlı
Şeyh Gâlib’den alsın hayallerini.
Hâşimce duyursun melâllerini.
Ben bir şiir özlerim dostlar,
Kendinde toplasın güzellikleri.
Fahri Kaplan
ah çocukluk
ah çocukluk sen ne tatlıydın
bazen yaya bâzen atlıydın
bazen kuş gibi kanatlıydın
ah çocukluk! Sen ne tatlıydın
şimdi andıkça böyle seni
unuturum sanki ben beni
ne kadar isterdim dönmeni
ah çocukluk sen ne tatlıydın
fahri kaplan
şi’r-i bâkî
câm-ı şi’r-i bâkî ne büyülü şey ki
tadına doyulmaz öyle hoş bir mey ki
onu bir kez içen körkütük mest olur
câm-ı cem sarhoşu yanında pest olur
bilemedim onu eşsiz bir şiir mi
yoksa meftûn eden büyük bir sihir mi
o ne hoş bir sâda, o ne zarîf hayâl
okuyanı kaplar anlatılmaz bir hâl
ne müthiş bir üslûp ki bir şiir bir gazel
ancak olabilir bu ölçüde güzel
sakın bana şarâb sunmayasın sâkî
beni sarhoş etti zâten şi’r-i bâkî
fahri kaplan
Şiirin yer aldığı kitap: Câm-ı Aşk
https://www.kitapyurdu.com/kitap/cami-ask/522693.html
bülbül-i şeydâ
inledi bahçemde bülbül Kays gibi
bir şiir yazdı ki İmr’ül-Kays gibi
o şevkli sesle derdini şakıdı
âh bilseydim eğer neydi maksadı
hemen yarasına merhem olurdum
dertli bülbül senle hem-dem olurdum
bir dostum olurdu beni anlayan
belki hafiflerdi ağrım o zaman
fahri kaplan
NECİP FAZIL’IN “AKIL” ŞİİRİNİ TAZMÎN
“Akıl, akıl olsaydı ismi gönül olurdu.
Gönül gönlü bulsaydı bozkırlar gül olurdu.”
Teslîm olma zevkini bir tatsaydı o sanem,
Pervâne misâlince şevk içre kül olurdu.
Eğer farkedebilse gülün güzelliğini
Bahçesinden ayrılmaz, şeydâ bülbül olurdu.
Verseydi zimamını hakîkat sevdâsına
Aşılmaz tepeleri aşan düldül olurdu.
Kendini aşka uzak tutmasa idi o şuh,
Âşıklar nazarında gâyet makbul olurdu.
Necip Fâzıl, bu sözle yol gösterdi Fahrî’ye:
“Akıl, akıl olsaydı ismi gönül olurdu.”
Fahri Kaplan
Şiirin yer aldığı kitap: Câm-ı Aşk
https://www.kitapyurdu.com/kitap/cami-ask/522693.html
söylesin
nâlân dillerin derdini neyler söylesin
sarhoş rindlerin hâlini meyler söylesin
kimi âşık u kimi mest ü kimi dil-harâb
nedir ahvâli herkes birşeyler söylesin
şâd mı bu bezmde gönüller yoksa nâ-şâd mı
aşk şarâbıyla mest bir rind-i ser-âzâd mı
fânî dünyâda harâb mı acep âbâd mı
nedir ahvâli herkes birşeyler söylesin
fahri kaplan
Şiirin yer aldığı kitap: Câm-ı Aşk
https://www.kitapyurdu.com/kitap/cami-ask/522693.html
karârdan karâra
dünyâma şevk gelir nehârdan nehâra
rûhuma zevk gelir bahârdan bahâra
biz ki mecnûn’unuz seni bulmak için
gezeriz bu çölü diyârdan diyâra
aşkınla mest olan âşık-ı bî-karâr
durmaz geçer dâim karârdan karâra
huzûr bulduk seni her anışımızda
unutunca düştük zarârdan zarâra
evvel âvâreydi fahrî şimdi âşık
nasıl düşüverdi o nârdan bu nâra
fahri kaplan
Şiirin yer aldığı kitap: Câm-ı Aşk
https://www.kitapyurdu.com/kitap/cami-ask/522693.html
suyun raksı
dâim kaynayan, dertli rûhum gibi
bir gece vakti şevkle coşsun sular
yine köpürsün yine taşsın sular
öyle taşsın ki görünmesin dibi
dâim kaynayan dertli rûhum gibi
ân gelince de sussun su durulsun
sâkin ve berrâk hâle gelsin ki âb
en hoş aksiyle görününce mehtâb
gönlüm o mâha yeniden vurulsun
vakti gelince sussun su durulsun
fahri kaplan
ilhâm
kaleme gelmezse zorlama sözü
kaleme gelmeyen kelâma gelmez
bir âb-ı hayâttır ilhâm sunulur
susamış şâirin yanınca özü
fahri kaplan
şâir sözü
nicesi var sözle inciler dizer
mîzânla tartılmaz şâirin sözü
kimi sevindirir ve kimi üzer
muammâdır onun gece gündüzü
başka bir renk alır onunla hayâl
sunar bize onu bir girdâb gibi
akınca dilinden lisân âb gibi
dinleyenler duyar depderin hazzı
fahri kaplan
sözün
yaz cümle âleme âyân olsun sözün
yaz derdli kalblere dermân olsun sözün
yaz ki kalmasın hîç aşk nedir bilmeyen
seyl-âb-ı eşk gibi tûfân olsun sözün
dâimâ ehl-i dilin meşrebince konuş
gönlünü açana mihmân olsun sözün
münkir-i aşka de en meshûr kelâmı
muannide bile bürhân olsun sözün
at artık gönlünden fahrî mâsivâyı
ne mâl ü mülk ne cân cânân olsun sözün
Fahri Kaplan
hayyâm
hayattan kâr safâ-yı câm imiş
bir kerre içen meye râm imiş
kimisi onu zındık sansa da
rindlerin mürşidi hayyâm imiş
Fahri Kaplan
Şiirin yer aldığı kitap: Câm-ı Aşk
https://www.kitapyurdu.com/kitap/cami-ask/522693.html
MEVLÂNÂ
Özünde aşka ermiş Mevlânâ
Gönlünde güller dermiş Mevlâna
Aşk meyiyle mest olduğu demler
‘Âh mine’l-aşki’* dermiş Mevlâna
Fahri Kaplan
Şiirin yer aldığı kitap: Câm-ı Aşk
https://www.kitapyurdu.com/kitap/cami-ask/522693.html
______
* Âh min’el-aşkihî ve hâlâtihî
Ahrake kalbî bi-harârâtihî
hâşimâne duyuşlar – 1
turuncu ufuklar kızıl nâlân kamışlar
yâkut renkli âbın üstünde yüzen kuşlar
her akşam vakti ilhâm ediyor rûha
derin tahayyüller hâşimâne duyuşlar
Fahri Kaplan
Şiirin yer aldığı kitap: Câm-ı Aşk
https://www.kitapyurdu.com/kitap/cami-ask/522693.html
I – AŞK
Aşk iledir varsa rind gönülde keyf
Ulemâda kalem, akıncıda seyf
Aşksız kişi eder kendisine hayf
Var mıdır âlemde aşktan hoş sadâ
II-AKIN
Dem fetih demidir toplar patlasın
Kahraman suvârî ata atlasın
Varsın hiç durmayan atlar çatlaşın
Yanına beklesin bizi şühedâ
III- VUSLAT
Kanılmaz bu meye yine ölürüz
Biz cânı vermede hayat buluruz
Dîdâr-ı Hakk ile sermest oluruz
Vuslattır bizlere dünyâya vedâ
IV- AŞK, AKIN, VUSLAT
Aşk ile yapıldı binlerce akın
Akın yapan ere vuslat pek yakın
Ardı cennet kokan kızıl âfâkın
Önünde edildi nice cân fedâ
Fahri Kaplan
ŞAİRE MEKTUP
Sen konuşma şâir, kalemin konuşsun.
Güneşe fer veren elemin konuşsun.
Gönlünden sızmayan çıkmasın dilinden,
Sakın zehir içme nefsinin elinden,
Sen konuşma şâir, kalemin konuşsun.
Sal şu gökkubbeye bâkî bir hoş sadâ!
Bülbüller gideli duyduk hep boş sadâ.
Bari sen ey şair, raksa kaldır sözü;
Yeter ağladığı şimdi güldür sözü.
Sal şu gökkubbeye bâkî bir hoş sadâ!
Fahri Kaplan
bu gece karanlığa gömülmeliyim
bu gece karanlığa gömülmeliyim
tâ ki belli olmasın karanlık rûhum
ne ağlamalıyım ben ne gülmeliyim
böylece huzur bulsun bir anlık rûhum
bu gece karanlığa gömülmeliyim
hem ağlamalıyım ben hem gülmeliyim
hayâle getirince geçmiş bir günü
ne sevinmeliyim ne üzülmeliyim
dünü yarını boş ver yaşa bugünü
bu gece ağlamalı hem gülmeliyim
bu gece karanlığa gömülmeliyim
fahri kaplan
İKİ BEYT
Neye yarar kadeh meyle dolmasa
N’eylersin cihânı aşk da olmasa
Pervâne ne yanmakta tat bulmasa
N’eylersin cihânı aşk da olmasa
Fahri Kaplan
***
BAZI BEYİTLER
Gül gibi gülmek gerekir mâşuğa
Tâ ki bülbül sesli âşık inlesin
***
N’ola ben şi’rimde aşkı söylesem
Hangi şâir etmemiş ondan bahis
***
Fahri Kaplan
ADINA YAZDIM
Ne ona, ne buna…
Adına yazdım her şiiri
Bir hayalet gibi yaklaştı ve sonra uzaklaştı kaçarcasına.
Bırakmadım peşini,
İnadına yazdım.
Ben bunca sözü söylemezdim
Beni esir eden kelepçeyi vurmasaydı kalbime.
Ben ki esaretime adadım o ateşten sözleri;
Ne bir mefkûreye
Ne kadına yazdım.
Şiir keni silahıyla vurdu beni.
Her ne yazdımsa,
O vuruluşun tadına yazdım.
Fahri Kaplan
Şubat 2010 (?)
kuytudaki düş
uykular beni sahile taşır
daha güzel nasıl hissedilir ki bir düş
birikirken o münzevi heyecan
yeşil lambalarda bir kış son şiirini yakmıştır
bense o yazlara tutkunluğumdan beri
güneşse kendini yanmaya adamıştır
şimdi bir yaz arifesinde bir geç kış
yağmur son şiirini bize ağlamıştır
gamlı gazellerin ardından nasıl geçer zaman
zaman şarkısını ruhuma söylemiş ve sen
kuytular kalbimi kalbine taşır
daha güzel nasıl yaşanır ki bu düş
fahri kaplan
…
Ve buğuludur mâvi denizler
Ki duyguludur gri akşamlar
Ne etkilidir âh o parçalanmış bakışlar
Kırık câm
Dökük şarâb
Uzunca söze ne hâcet
Olmuşuz harâb
Akışına bırak bazen
İstediği gibi gelsin aşk
Yakışına bırak
Sevdâlar kırık
Eskisi gibi tadılmıyor aşk
Ne ki ayrılık
Fahri Kaplan’ın ilk şiir kitabı “Aynadaki Akşam”, 6 bölümdeki 66 şiirden oluşuyor. Bir, Kırık Câm, Turkuaz, Mumun Şarkısı, Gazeller, Birden Bire başlıklarını taşıyan bölümler, hüzünle kanatlanan lirizmi, denizin mavisinde tadılan ilhamın hazzını, kadim şiirin güzellik ve aşk iklimine duyulan özlemin içli ifadesini sunan birer aşk kadehi hâline geliyor. “İçim kırık bir kadeh / Aşk sızıyor” mısralarıyla şiirine taşan aşkı dile getiren şair, bu aşkın hüzünle beslenip şiiri doğurmasını ve ilk kitabıyla ulaştığı hayâli de şu mısralarla aksettiriyor: “Çok şiir biriktirdim / Bu da demek ki çok hüzün // Hayâlimdi bir şâir olmak belki de / Yoksa dile geleceği yok sözün”.
Fahri Kaplan, “Aynadaki Akşam”, Şiiri Özlüyorum Kitaplığı, Eylül 2017, İstanbul, 96 sayfa.
http://www.kitapyurdu.com/kitap/aynadaki-aksam/442005.html
https://www.insancilkitap.com/kitap/aynadaki-aksam-fahri-kaplan-102854
https://www.nadirkitap.com/aynadaki-aksam-fahri-kaplan-kitap9389482.html
Bu sonbaharda yayımlanan, ilk şiir kitabım Aynadaki Akşam’ı internet üzerinden temin edebileceğiniz adresler şöyle:
http://www.kitapyurdu.com/kitap/aynadaki-aksam/442005.html
https://www.insancilkitap.com/kitap/aynadaki-aksam-fahri-kaplan-102854
https://www.nadirkitap.com/aynadaki-aksam-fahri-kaplan-kitap9389482.html
söylenmemiş şarkı
bazen böyledir
dağıtır hüzün saçlarını
bir kuş sana şarkılar öğretir
böylesini bilmemişsindir hislerin
sezgilerin bazen sana doğruyu gösterir
bazen şöyledir
kırmızıya vurur akşamüstü sandallar
denizler alevden masallar anlatır
yine de taşar rûhum yerinden
yine de her şey eksik kalır
şimdi gurûbun temâşâsı bile
senin yanında ne ki güneş sönük kalır
bazen öyledir
işte yine karşılaşmamışızdır
karşılaşsak da karışmamışızdır
ürkek saatler bunu hep başarmıştır
şimdi anlatılmaz bir günün sonunda
söyleyemediklerim
bana şiirler söyletir
fahri Kaplan, 14 kasım ’17, bir gece vakti…
Şiirin yer aldığı kitap: Son Hüzün de Çekilir Aramızdan
https://www.kitapyurdu.com/kitap/son-huzun-de-cekilir-aramizdan/479860.html