“Dinle neyden” muhabbet nağmesini…
Yâ Hazret-i Pîr, ey Monlâ-yı Rûm! Senin aşk ummanından bir damla içmek susuzluğuma bir çâre; bunu yine, yeniden duyuyorum. Kalbler ki ancak Allah’ı anmakla itminân bulur, huzûra kavuşur. Biz seni Allah için seviyoruz ey Hakk velîsî, ey yeşile bürünmüş, bembeyaz nurla bezenmiş gönül nağmesinin eşsiz mısralarını bir ney misâli gökkubbeye salmış âşıklar pîri Hazret! Şehvete düşen, vahşîleşen, behîmîlik arz eden muasır insanoğlu, senin o ruhâ hayatiyetini sunan rahmet yüklü, merhamet nefesi taşıyan, baştan ayağa aşk kesilmiş lâl ü güher sözlerine, nefeslerine hasret. Kur’an’ın kölesi, Hazret-i Peygamber’in ayağının tozu olduğunu ifade eden yâ Hazret-i Monlâ! Senin nurlu yolunu ifade eden o yoldaki Hakk âşıklarından Muğlalı Şâhidî İbrahim Dede’nin (16. yy Muğla Mevlevîhanesi şeyhi) senin o peygamber izinde giden Allah aşkının şevkiyle aydın olan yolunu anlattığı gazelinden beyitlerle sana ve Hakk dostlarına olan muhabbetimizi tazelemek isteriz. Kabul olunması recâsıyla. Allah bizi Peygamber Efendimiz’in -sallallahu aleyhi ve sellem- meclisinde buluşan, enbiyâ ve onların yolundakilerle beraber haşr olan sâlih kullarından eylesin.
ŞÂHİDÎ İBRÂHİM DEDE’NİN “MEVLEVΔ REDİFLİ BİR GAZELİNDEN
Ka’betü’l-uşşâk olupdur hân-kâh-ı Mevlevî
Tâc-ı ‘izz ü ser-firâzîdür külâh-ı Mevlevî
Mevlevî dergâhı âşıkların Kâbesi olmaktadır. Mevlevî külâhı izzet ve başı yüce olmanın (böyle mânevî bir değerin) tâcıdır.
Hazret-i Mollâ Celâlüddîn Hüdâvendigârdur
Pişvâ vü reh-nümâdur pâd-şâh-ı Mevlevî
Hazreti Molla Celâleddin Hüdâvendigâr, önder ve yol gösteren Mevlevî padişahıdır.
Bang-i nâyun âteşi dil-sûzdur iy Şâhidî
Gûş idüp eflâke irdi dûd-ı âh-ı Mevlevî
Ey Şâhidî, “ney”in sadâsının ateşi gönül yakıcıdır. Onu işitip Mevlevî(lerin) âhının dumanı feleklere erişti.
(Beyitlerin alındığı kaynak: AÇIK ÖNKAŞ, Doç.Dr. Nilgün, Mevlânâ Okyanusundan Muğlalı Şâhidî Denizine – Şâhidî Şiirleri ve Açıklamaları, Muğla Belediyesi Kültür Yayınları, 2013, sayfa 139.)
Fahri Kaplan
fkaplan@lafistan.com