9
Kas

“HAKK’IN DÎVÂNINA VARINCA”

   Yazar: Fahri Kaplan   Kategori: Edebiyat

       Geçen yazıda İbn Kemal Efendi (Kemalpaşazâde) ile Ebussuud Efendi’nin Osmanlı şeyhülislâmlarının ilmî yönüyle en öne çıkanlarından olduğunu söylemiş, bu iki şeyhülislâmın şiirler de yazdığını belirtmiş, ardından da İbn Kemal Efendi’nin bir şiirine temas etmiştik. Bu hafta ise Ebussuud Efendi’den şiir örneği sunmak istiyorum. Elbette bu zatların şâirliğiyle değil âlimliğiyle öne çıkan kimseler olduğunu tekrar kaydetmek gerek. Bununla birlikte güzel şiirler de kaleme almışlardır.

            Ebussuud Efendi, 1490’da İskilip’te (Çorum) dünyaya gelmiştir. Osmanlı’nın ondördüncü şeyhülislâmıdır. Asıl ismi Mehmed İmadî’dir. 1545’de şeyhülislam olan Ebussuud Efendi 25 Ağustos 1574’te vefat eder. En önemli eseri Arapça yazdığı Kur’ân-ı Kerîm Tefsîri olan Ebussuuud Efendi’nin fetvaları ve Duâ-nâme’si diğer eserlerindendir. Türkçe, Arapça ve Farsça şiirler yazmıştır.(1)

            Ebussuud Efendi’nin:

            Yine bir sevdâ-zede-i zülf-i siyeh-kâr oldum

            Yine bir olmayacak derde giriftâr oldum (2)

gibi âşıkâne şiirlerinin yanında:

            Hâb-ı gafletten uyan fehm it cihânun hâlini

            Ey zamâne devlet ü ikbâline mağrur olan (3)

            (Ey şimdiki baht ve saadetiyle gururlanan kişi, gaflet uykusundan uyan da cihanın hâlini [fânî olduğunu] anla!)

beytindeki gibi  nasihat ve hikmetin etkili bir edâ ile dile getirildiği şiirleri de vardır.

            Son olarak Kanuni Sultan Süleyman’ın ona sorduğu meşhur karınca fetvasını nakl edelim:

             Kanun Sultan Süleyman Han’ın Ebussuud Efendi ile hem bir dostluğu vardı hem de onun ilmî yönüne değer verirdi. Padişah, Topkapı sarayında sevdiği meyve ağaçlarını saran karıncaları öldürmenin câiz olup olmadığını şu beyt ile Şeyhülislâm’dan sual eder:

            Dırahta ger ziyân etse karınca

            Zarârı var mıdır anı kırınca

             (Karınca ağaca ziyan etse onu öldürmenin zararı var mıdır.)

            Ebussuud Efendi de, padişahın bu sualine bir beytle pek veciz bir cevap verir:

            Yarın Hakk’ın dîvânına varınca

            Süleyman’dan hakkın alır karınca (4)

            Cihan Devleti’nin padişahı olan Kanunî Sultan Süleyman Han’ın karıncanın hakkını gözetme hususunda gösterdiği hassasiyet bir yanda, ona adımını doğru atması konusunda âlim bir zatın hakkı söylemedeki inceliği diğer yanda… Onlar ne hâldeydi, bizler ne hâldeyiz. Bir daha muhasebe etmekte fayda var.

Notlar:

(1) Ebussuud Efendi ile ilgili bilgiler esas olarak şu kaynaktan alınmıştır: Şeyhülislâm Şairler, Ali Fuat Bilkan – Yusuf Çetindağ, Hece Yayınları, Ankara, Nisan 2006.

(2) Aynı eser, s.66.

(3) Aynı eser, s.77.

(4) Hadisenin anlatılışında şu linkteki bilgilerden de yararlanılmıştır: http://www.diyanetdergisi.com/diyanet-dergisi-143/konu-967.html


Fahri Kaplan, Biga Doğuş BİGA, Kasım/Aralık (?) 2014

fkaplan@lafistan.com

Spread the love

Tags: , ,

Bu Yazı 9th Kasım 2015 Pazartesi Saat 13:42 Edebiyat Kategorisine Yazıldı.

Lütfen Yorum Yaz

İsim
E-Posta Adresiniz
Websiteniz
Yorumunuz