Sehi Bey Tezkiresi’nin Prof. Dr. Mustafa İsen tarafından Türkiye Türkçesi’ne yapılmış diliçi çevirisini (*) okurken karşılaştığım bir beyit mânâ ve hayâlindeki incelikle dikkatimi çekti ki beyti sizlerle de paylaşmak istedim. Mevlânâ Hasan Çelebi’ye ait beyit şöyle:
“Nice tahrir ideyin vasfını derd ü elemün
Bağrı yufka kağıdın gözü yaşlı kalemün”
Günümüz Türkçesiyle beyte şöyle bir mânâ verebiliriz: “Derd ve elemin vasfını nice yazayım, zîrâ kağıdın bağrı yufka, kaleminse gözü yaşlı.”
Beyitteki inceliği görebilmemiz için kağıdın yapıldığı madde ile yufka arasındaki benzerliği ve yufka bağırlı/yürekli olma deyimini; ayrıca kalemin mürekkebinin siyahlığı ve ıslaklığı ile çok ağlamaktan artık gözden dökülen kapkara yaşlar arasındaki ilişkiye dikkati çevirmek gerekiyor. Ayrıca eskiden zaman zaman siyahın yanında kırmızı mürekkep de kullanılabildiğini düşünecek olursak, mürekkep eğer kırmızı renkte ise bununla kanlı gözyaşı arasında bir ilişki kurulmuş olur ki, kanaatimce, ilkinden de güzel bir hayâldir. Şair derd ve elemini kaleme dökmek, yazarak anlatmak ve bir derd ortağı bulmanın tesellisiyle rahatlamak istiyor. Ancak yufka bağırlı kağıt ve gözünden siyah ve kırmızı yaşlar döken kalem belki bunca derdi ve elemi olan şairden de hassas bir hâlde dururken o hâlini kağıt ve kaleme nice anlatabilsin? Bu nükteli anlatımın yanında, aslında burada şairin derd ve eleminin yazarak anlatılacak gibi olmadığına, kağıt ve kalemin bunu taşıyamayacağına dair bir örtülü anlatımın da olduğu düşünülebilir. Ayrıca “nice” ifadesi “nasıl” mânâsına geldiği gibi çokluk da bildiren bir ifadedir. “Nice tahrir ideyin” ifadesinden, kanaatimce, “çokça anlatayım” gibi bir anlam da çıkabilir.
Kağıdın bağrı yufka kalemin gözü yaşlı olduğundan mıdır şairler, hâlinden en iyi anlayanlar olarak onları bulmuş ve dertlerini imbikten geçirerek güzel mi güzel sözlerle onlara anlatmışlar. Allah, Gelibolulu olan ve Aşçı-zâde diye bilinen Mevlânâ Hasan Çelebi’ye (**) rahmet eylesin.
(*) Sehi Bey,Tezkire, Hazırlayan: Mustafa İsen, Tercüman 1001 Temel Eser,Eylül 1980, İstanbul.
(**) Adı geçen eser, sayfa 96.
Lütfen Yorum Yaz