16
Eyl

BANA SILA OLMUŞ GURBET İLLERİ

   Yazar: Doğan ÖZÇELİK   Kategori: Genel Güncel

“Ben gurbete aşıktım, gurbet beni seviyordu. En vefalı dostumdu. Dokuz yıl hiç ayrılmadık, her gece koyun koyuna yattık. Başımı dizine her yasladığımda  ılık bir rüzgarla  okşadı saçlarımı.”

  

Gurbet kelimesini ilk kez 6-7 yaşlarımda duymuştum. Bir klip vardı, gurbet vurgusu yapan. Erzincan’dan çok sayıda görüntü vardı. Sonunda sanatçı “kara tren’e” binip uzaklaşıyordu. Bizim evimizde bir mevlüt ya da ilahi bir seda dinlenir gibi dinlenir, büyükler gizli gizli ağlardı. Erzincan’dan göçeli o yıllarda henüz 3-4 yıl olmuştu. Yoksulluk illeti vurmuş, yakacak kömür bulamayacak konuma düşülmüştü. Ne güvenecek bir dost ne de yardım isteyecek bi hısım vardı ,zalim gurbette.

Yıllar geçti durumumuz düzeldi; dostlar, akrabalar geldi yerleşti Kocaeli’ye. Ben gurbeti görmeden önce Kocaeli’ye gurbet diyordum. Artık sıla diyorum.

İliklerime kadar hissettiğim ilk gurbet Gölcük Depremi’nin ardından geldi. Yatılı okulu yazdırıldım. Ailem beni bırakıp gidene kadar ağlamadım. Sonra çektim yorganı başıma; ağladım, ağladım, ağladım… Yalnızlığıma mı ağlıyordum yoksa ailemin benden uzaklaşmak için yatılı okula verdiği düşüncesine mi… (o dönem bu şekilde düşünsem de sonra hayatımı olumlu ettkileyen bir karar olduğunu idrak ettim.)

Bir yıl sonra lise için başka bir şehre, yeni bir gurbete yol aldım. Yavaş yavaş sindiriyordum gurbeti. Sevmeye başlamıştım çaresizliği…

Üç yıl sonra üniversite için başka bir şehir… Artık gurbete giderken çekinmiyordum, adımlarım geri gitmiyordu. Gurbet bana sıla olmuştu. Gurbetten sıla olur mu? Olmuştu işte…

Üniversiteden sonra tayinim Kocaeli’ye çıkmıştı. Ailemin yaşadığı şehir… Şaşırdım, afalladım, sudan çıkmış balığa döndüm. Kafamdaki aile kavramı karıştı. Eskiden para istenen, bayramda seyranda gidilip el öpülen bir müesseseydi. Şimdi beraber yaşayacak olmak… Nasıl bir şeydi acaba?

Ben gurbete aşıktım, gurbet beni seviyordu. En vefalı dostumdu. Dokuz yıl hiç ayrılmadık, her gece koyun koyuna yattık. Başımı dizine her yasladığımda  ılık bir rüzgarla  okşadı saçlarımı.

Ben gurbete aşıktım, gurbet beni seviyordu.Yine dayanamadı bensizliğe. Uzaktan çağırdı bu sefer, çok uzaktan… 1400km idi küsüratı saymayınca. Daha ilk günümde hasta oldum.  Gurbet üzüldü… Koluma serum bağlıyken gurbet illerinde yazdığım bu satırlarda tereddütsüz haykırıyorum;  gurbeti seviyorum. Öz vatanım; gurbet. Sılam ;gurbet…

gurbet.jpg

Spread the love

Tags: ,

Bu Yazı 16th Eylül 2009 Çarşamba Saat 18:15 Genel Güncel Kategorisine Yazıldı.

5 comments so far

 1 

Dostum, tebrik ederim. Harika satırlardı. Aslında insanoğlunun mayasında gurbet. Sazlıktan ayrılmış bir ney gibi inliyor ve iniltisinden çıkan nağmeyi dinliyor bu dünyada insan. Ve yine bu nağmeler yarasına merhem oluyor. Ne kadar doğru söylüyorsun: “Öz vatanım; gurbet. Sılam ;gurbet…” derken.

Eylül 16th, 2009 at 21:24
Doğan ÖZÇELİK
 2 

Tesekkür ederim vakit ayırıp okuduğun ve guzel yorumun için.

Eylül 16th, 2009 at 21:26
Bekir Poyraz
 3 

Dostum zaten insan bu dünyada gurbette bizim asıl yurdumuz ruhlar alemiydi ordan bu dünyaya göç ettik biz her zaman gurbetteydik zaten….

Gurbet eller bana bir mesken oldu…

Eylül 17th, 2009 at 11:45
 4 

iyiki sizler varsiniz sayenizde ataturk her saniye yeniden doguyor cumhuriyet kalplerde bir mesale gibi gonul gonul kalp kalp yaniyor bu gurbetci hap sizleri seviyor hep sizleri aniyorkimse gormez yureginde gizli gizli bir mustafa kemal bir cumhuriyet mesalesi yaniyor
saygilarimla basarilarinizin devamini diliyor
sizlerde pir sultan abdal gibi
donen donsun biz donmeyiz yolumuzdan terimini beyinlerinize nakis nakis dokuyunuz
size kim bir mesaj gonderirse zaman ayirip okuyunuz

Eylül 21st, 2009 at 01:42
Dogan ÖZÇELİK
 5 

tabıkı okuyoruz ama boyle guzel mesajlar açıkçası çok mutlu ediyor. Teşekkür ederim.

Eylül 23rd, 2009 at 11:24

Lütfen Yorum Yaz

İsim
E-Posta Adresiniz
Websiteniz
Yorumunuz