
Yıllardır, yıllardır hayaller kurdum,
Seni anam gibi aradım durdum,
Ey benim sevgilim, ey Ana yurdum,
Nerde benim Ural-Altay dağlarım?
Akşam olur sabah olur ağlarım.
Gövden bir yerde başın bir yerde,
Aramıza inmiş bir demir perde,
Söyle Turan sen nerdesin, ben nerde?
Nerde benim yaslı Tanrı dağlarım?
Akşam olur sabah olur ağlarım
Bilmeyen var mıdır Kürşat’ın destanını, uzaydan bile görünen surları 40 kişiyle geçerek binlerce Çinliye kafa tutan Türk delikanlısını… ilk destanlarımız hep bu küçük adamlara karşı zaferlerimizle hayat bulmuş. Biz büyük ecdadın çocuklarıyız, dünyanın heryerini gezmişiz gezerken de ailemizden bir parçayı orada bırakmışız. Bosna’da, Kosova’da Orta Asya’da olduğu gibi… Biz güçten düşüp kabuğumuza çekilince orada kalan soydaşlarımıza hep zulmedilmek istendi ama hepsinde karşı duran bir Türkiye vardı.. Ne yazık ki unutulmuş bir parçamız mevcuttu; DOĞU TÜRKİSTAN. Hep zulme uğradı, katliama uğradı ama hiç kimse hiçbir şey yapmadı. Soydaşımıza soydaşımız için yapılan zulmü yok saydık, görmezden geldik. Suskunluğumuzdan cesaret alanlar zulmü arttırdı. Yeter artık demenin zamanı gelmedi mi. bu işe birilerinin eğilip dur demesi gerek. Bölgede internet dahil tüm iletişim araçları yasaklanmış durumda, sessiz sedasız bir katliam dünyanın göz kapakları önünde gerçekleşirken birileri göz kapaklarını kaldırıp bu olanları görmeli ve gerekeni yapmalı.
Uygurlar, Hanlar en az Filistin kadar Bosna kadar önemli bizim için ve en az Azeriler kadar gardaşımız…

Sürüler dağılmış, yaylamaz olmuş
Irmaklar kurumuş, çağlamaz olmuş
Ozanlar, Şamanlar söylemez olmuş
Nerede benim Ural-Altay dağlarım?
Akşam olur sabah olur ağlarım.
Mağripten maşriki soranlar hani?
Çin’i, Viyana’yı soranlar hani?
Üç kıtada dimdik duranlar hani?
Nerede benim Ural-Altay dağlarım?
Akşam olur sabah olur ağlarım.
(Osman Yüksel SERDENGEÇTİ)
Tags: çin zulmü, Doğan ÖZÇELİK, doğu türkistan, uygurlar
Düş bahçelerinde yürüyorum, güzellikleri düşleye düşleye.
Sezen Aksu ne güzel bir albümle çıktı karşımıza. Aslında öz evlâdı olan ama başkalarının seslendirdiği şarkılar ne kadar da yakışmış Minik Serçe’nin diline. Tutunamadım, Gidemem, Lâl, Kurşûnî Renkler, Büklüm Büklüm şarkılarındaki ses, nasıl da titretti yüreğimizin en ince yerindeki teli. Şu sözlerin bizi götürdüğü iklim ne tatlı:
Komşunun kızı, çoban yıldızı…
Yaz bahçeleri yeşil, mor, kırmızı…
Ah şişede lâl, hem de ay hilâl,
Bir daha da görmedim ben öyle yazı.
“Rüya gibi yaz”lara yenilerinin eklenmesi ümidiyle düş bahçelerinde yürüyorum.
Tags: sezen aksu, Sezen Aksu yeni albüm, Sezen Aksu'nun yeni albümü, Yürüyorum Düş Bahçelerinde