Gencim, Şikayetçiyim
Gençlere soruluyor ama kafalar karışık… “Kimleri örnek alıyorsunuz?” diye sorulunca tabi ki anne ve babamı diyorlar. Alkol kullanıyorlar, sigara içiyorlar, barlardan hiç çıkmıyorlar. Kendilerine güveniyorlar ama en çok bu ülkede dine ve dinden bahsedene güveniyorlar, sonrada askere. Siyaseti takip etmiyorlar… Merakta etmiyorlar… Peki siyasetteki yeriniz neresi deyince de genelde muhafazakar milliyetçi diyorlar…
Gençlere yurtdışında yaşamak ister misiniz sorusu sorulduğunda? Ülkeyi seven aynı gençler büyük bir çoğunlukla evet diyorlar. Yani daha çok ülkenin dışını seviyorlar. AB’ye giriş için ne dersiniz? deyince de hayır diyorlar. Kendileri giriyor nasılsa ülkenin ne işi var orada. Ben gireyim de o şimdilik dursun havasındalar. 70’lerden sonra gençler için hayat daha farklı oldu tabi ki. O zamanlar aktif olarak siyasetle uğraşan gençlik, şimdilerde siyasetten, soru sormaktan, eleştirmekten uzak; hyatı sadece sınavlara girip çıkmak otobüsle ev okul arasında gidip gelmek, magazin, marka, kızlar, yakışıklı erkekler, hobi diye yedirilen saçmalıklar silsilesi sanıyorlar.
Bizim şimdiki milliyetçi gnçlerimiz gazete okumuyor; televizyonda da sadece eğlence programı izliyorlar. Polat ağabeyleri gibi şekil yapmak, Sabancı gibi paraya para dememek, sonra sabahlara kadar eğlenmek en büyük istekleri. Çoğu Türkiye’nin geleceğinden şüpheli, kendi geleceklerinden ise eminler. Ülke batsa bile bir şekilde sıyrılır giderim derdindeler. Ülkem batarsa bend batarım, ülkemi batmaktan nasıl kurtarırım diye düşünen kuşakları bir şekilde birbirine kırdırıp darağaçlarında, cezaevlerinde tek tek yok ettiler. Kitap günah, örgütlenme yasak, siyaset tuzak diyerek, bayağı magazini, içi kof bir milliyetçiliği vererek, düşünmek suç düşündürmek günah diyerek, her koyun kendi bacağından asıldığını söyleyerek, okumadan da bir şekilde yırtmak mümkündür boşver’i işleyerek, pozitif düşünceye aklı ermeyen, gözü dışarıda, umutsuz vakalar yarattılar.
Manzara böyleyken ne yapar büyükler bilinmez. Dünyanın her yerinde bilinen gerçek, düşüncenin, siyasetin, okulunun olmadığı ve bu işlevi kişilerin, kişilerin oluşturduğu kuruluş ve örgütlerin yerine getirdiğidir. Değişimin ve dönüşümün gücü olan gençleri, düşünce hayatına katmaz, belli alanlarda uzmanlaşmalarını sağlayamazsanız, yarınların gelişen toplumları nasıl yetişir? Gençlerde hal böyleyken bende onların yırtmış idollerinden Ege ÇUBUKÇU’nun gençler arsında pek yayılmış şarkılarından biriyle iyi haftalar diliyorum gençlere…
KAYSERİ SON NOKTA GAZETESİ
Akın PEKER.
Bir Yorum
Lütfen Yorum Yaz