Archive for Ağustos 17th, 2008

17
Ağu

Kaybettiğim Hazineyi Arıyorum

   Yazar: Fahri Kaplan    Kategori Edebiyat

Ey ay yüzlü, servi boylu, hilâl kaşlı, âteşîn bakışlı, gönüller yakışlı, serv-i revân, kaşı kemân, gamzesi kalpleri yakan dilber! Nerdeysen gel de cemâlini bize göster! Sen gideli beri bu topraklardan, biz sahte güzellere tav olduk. Güzellik anlayışımız süflî derecelere indi. Aşk deyince şehveti anlar olduk. Hayâllerimizde yaşayan güzeldin sen. Sana en şûh gözle bakan Nedîm bile senin güzelliğinin bambaşka buudlarda olduğunu haykırıyordu şu sözlerle:

” Yok bu şehr içre senin vasfettiğin dilber Nedîm

Bir perî-sûret görünmüş bir hâyâl olmuş sana.”

Ah Nedim’im! Hayâli de öldürdüler artık. Yetmişbeş sene evvel aramızdan ayrılan büyük şâirimiz Ahmet Hâşim “Melâli anlamayan nesle âşinâ değiliz.” demişti melâli kaybetmemiz karşısında. Melâlden sonra hayâli de anlamaz olduk artık. Zaten melâl ve hayâl birbirinden ayrılmaz kardeş değil mi?

Başka bir şiir üstâdı Yahya Kemal de: “İnsan âlemde hayâl ettiği müddetçe yaşar.” diyordu. Biz hayâli kaybettiysek nasıl yaşıyoruz? Öyle değil, “Yaşıyor muyuz” diye sormak lâzım. Duymayan, hissetmeyen, tatmayan ne bilsin sizi ey aşk medeniyetinin, gönül medeniyetinin muhterem ve mübârek bânîleri. Ey Yunus’um asırlar ötesinden ne kadar mânidâr geliyor sesin:

“Bilmeyen ne bilsin bizi

Bilenlere selâm olsun.”

Nasıl mı bileceğiz? Ne zaman aşkı yeniden bulursak o zaman yetişeceğiz o menzile. Yoksa dünyâ ilmi bir yerden sonra yarıda bırakacak bizi. Menzile ise ağyârın önünde âşıklar yetişecek.

“Ser-menzile uşşâk erişir cümleden evvel

Ol mertebeye sa’y ile zühhâd yetişmez.” (Bâkî)

Ruhun şâd olsun şâirler sultanı (sultanü’ş-şuarâ) Bâkî!

Son sözü de büyük üstâd Fuzûli söylesin. Tâ ki kırık – dökük ve kaybetmenin, ayrılığın ızdırabıyla dağılıp perişân olmuş ifâdelerim böyle söz sultanları sayesinde bir değer bulabilsin:

“İlm kesbiyle pâye-i rif’at

Arzû-yı muhâl imiş ancak

Aşk imiş her ne var âlemde

İlm bir kîl ü kâl imiş ancak.”

Fahri Kaplan

Tags: , , , ,