Archive for Nisan, 2008

26
Nis

Turkcell Süper Lig Finali

   Yazar: Metin Topçu    Kategori Spor

gs_fb4.jpg  

    Final maçları eleme usûlüyle oynanan turnuvalarda olsa da pazar günü oynanacak Galatasaray-Fenerbahçe maçının Trukcell Süper Lig’in finali niteliğini taşıdığını söyleyebiliriz. Derbilerde kazanacak takımı tahmin edebilmek çok zordur. Biraz futbolla ilgilenmiş herkesin de bildiği gibi böyle maçlarda her sonuç normaldir.

     Zico’nun standart bir taktik anlayışı var. Stamford Bridge’deki Chelsea maçında da, Kadıköy’deki Kasımpaşa maçında da aynı oyun şablonunu ve oyuncuları görmek bizi artık şaşırtmıyor. Yani aslında Fener’in hangi düzende oynayacağı belli. Bence bu maçta asıl belirleyici olan Galatasaray’ın nasıl oynayacağı olacak. Son Belediye maçına bakarsak Galatasaray’ın tek forvetle, saldırmaktan ziyade kontrollü bir anlayışla sahaya çıkacağını öngörüyor herkes. Bence Cevat Hoca bu anlayışla sürmemeli takımı sahaya.

    Galatasaray, Türkiye Kupası maçında olduğu gibi özellikle maç başında baskılı bir oyunu tercih etmez de kontrollü oynayayım derse Beşiktaş’ın İnönü’deki Fener maçında düştüğü hataya düşmüş olur. Çünkü Fenerbahçe kontrollü oyunu seven bir takım. Baskılı oyayan takımlara karşı ise zorlanabiliyor. Nitekim Kadıköy’de Chelsea 1-0’a yatmak istedi ve kalesinde 2 gol gördü. Ama S.Bridge’de Chelsea’nin, İspanya da Sevilla’nın özellikle ilk yarıdaki baskılı futbolu Fenerbahçe’yi zor durumda bırakmıştı. Bu baskılı oyuna Türkiye Kupası’ndaki Fenerbahçe maçında Galatasaray’ın ilk yarı performansını da örnek verebiliriz.

     Galatasaray’ın maç öncesi artılarına gelince:

  – Ali Sami Yen’deki ateşli taraftar şüphesiz en önemli desteği olacak Sarı- Kırmızılıların

 –  Lincoln’ün yükselen formu da Galatasaray içimn önemli bir koz. Lincoln’ün performansı maçın sonucunu belirleyebilir.

–  Kalli’nin istifasından sonra teknik direktörün arkaplana itilmesi sorumluluğu futbolculara yüklüyor. Bu sorumluluk duygusu futbolcuların daha özverili oynamasını sağlayabilir.

     Fenerbahçe’nin artılarına gelince:

  –  Son 10 yılda Galatasaray maçlarında bariz bir üstünlüğü var. Bu oyunculara güven duygusu getirecektir.

– Zico Türkiye’de çalıştığı 2 yıllık süre içinde hemen hemen tüm derbileri kazandı. Brezilyalı hoca böyle maçları seviyor.

– Fenerbahçe’nin yıldız oyuncuları Anadolu takımlarıyla oynarken konsantrasyon bozukluğu yaşasalar da büyük maçlara çok iyi hazırlanıyorlar ve genelde başarılı sonuçlar alıyorlar. Bunu bu sezon derbilerde ve Şampiyonlar Ligi’nde gördük.

– Fenerbahçe’de Galatasaray’a oranla maçın gidişatını değiştirebilecek oyuncu sayısı daha fazla.

  Elbette bu artıları sahaya daha iyi yansıtan takım maçı kazanacaktır.

   Benim tahminime gelince: Tabii ki her sonuç normal, ancak bana göre Fenerbahçe bir adım önde görünüyor. Umarım adına yakışır bir derbi olur ve sonuçta Türk futbolu kazanır.

Tags: , ,

16
Nis

Şiir ve Hayâl

   Yazar: Fahri Kaplan    Kategori Edebiyat

-İnsan âlemde hayâl ettiği müddetçe yaşar (Yahya Kemal) – 

Yaza yaza yaşamak mı?

Yaşadığını yazmak mı?

Yaşadığını yazma!

           Yaşadığın az.

     Muhayyilense*

          sınır tanımaz

           bir seyyâh.

     Siz, hayâli öldürenler!

       Eyvâh size eyvâh!

Daraltıp dünyâlarınızı

kaybettiniz sizi siz yapan

    en tatlı hülyâlarınızı.

İnsan hayâl ettikçe yaşar.

Şâir hayâl ettikçe yazar.

Hayâli olmayan kişi

allâme-i cihân olsa

                          ne yazar!

Ey şâir!

    Mâdem yaşadığın az.

Şimdi sen de

    yaşamadığın ne varsa

                    hepsini yaz.

Fahri Kaplan

*muhayyile: hayâl gücü

           

Tags:

5
Nis

Bâkî: Muhteşem Devrin Muhteşem Şâiri

   Yazar: Fahri Kaplan    Kategori Edebiyat

  16. asır… Devlet-i Âlî’nin en ihtişamlı dönemi. Tüm dünyaya “Muhteşem Süleyman” namıyla ihtişam salmış bir Kanun Koyucu’nun yönettiği en az pâdişâhı kadar muhteşem bir devlet. Şâir bir millet, devletinin böyle ihtişamlı devrinde elbette muhteşem bir şâir çıkaracaktır. Sultânü’ş-şuarâ Bâkî, Türk- İslâm tarihinin en güçlü devrine devri kadar güçlü bir sesle eşlik etmiştir. Osmanlı Türlçesi’ni öyle temiz bir üslûp, öyle Dâvûdî bir sesle kullanmıştır ki onun bu mükemmeliyetini Türkiye Türkçesi’nde sadece Yahya Kemal’de gördüğümüzü söyleyebiliriz. Çoğu kimseler onu bir zevk ve safâ şâiri olarak görse de bence Bâkî herşeyden önce bir ihtişâm şâiridir. Devrinin ihtişamlı sesinin şâiri. Bu yüzden iddialı beyitler, gururlu söyleyişler başkalarında birer nâkısa gibi dursa da Bâkî’ye çok yakışır. Çünkü o dünyanın bir numaralı devletinde “Şâirlerin Sultanı” ünvanını almış bir şâirdir. Elbette bu konumda bulunan bir sanatkâr, devletinin ve şiirinin ihtişâmını mısralarına dökecekti. İşte her okuduğumda “ne güzel, ne doğru söyledin!” dediğim o ihtişamlı beyitlerden bazıları:

“Bu arsada Bâkî nice üstâda yetişdi

  Âlemde bugün ona bir üstâd yetişmez”

***

“Minnet Hüdâ’ya devlet-i dünyâ fena bulur

Bâkî kalır sâhife-i âlemde adımız”

***

“Âvâzeyi bu âleme Dâvud gibi sal

Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş.”

***

Meddah olalı çeşm-i gazalânına Bâkî

Öğrendi gazel tarzını Rûm’un şuarâsı

***

“Cihân-ı câm-ı nazmım şi’r-i Bâkî gibi devreyler

Bu bezmin şimdi biz de Câmî-i devrânıyız cânâ”

                                    (Bâkî)

Fahri Kaplan 

Tags: ,